Munzurpress.com İhsan Birgül'ün haberi..
İşsizlik oranındaki şampiyonluğu, yoksulluk oranındaki hızlı artış ve yurtdışına verdiği göçler ile sık sık adından söz ettiren Ağrı ilinin kış havası da en az bu başlıklar kadar meşhur. -40 dereceleri bulan havalar, kışın uzun geçmesinden dolayı hayatı her anlamıyla zorlaştırıyor.
İşsizliğin en çok olduğu illerin başında gelen şehirde bu kış şartlarıyla mücadele eden bir kesim var. Yani şehirdeki sokak satıcıları. Şüphesiz şehrin bu soğuk havasından en çok etkilenen kesimlerin başında gelir sokak satıcıları.
Kimisi başka iş bulamadığından, kimisi okuyup atanamadığından kimisi küçükten bu işte girdiğinden başka bir iş yapamadığından dolayı yıllardır bu sokaklarda özellikle kış soğukları ile mücadele ederek bir ekmek kazanma derdinde. Kışın çetin havası dışında artık ekonomik krizle de mücadele etmek zorundalar. Çünkü fiyat pahalılığı ve insanların alım gücünün düşmesi en az kışın soğukları kadar onları etkileyip mağdur ediyor.
Biz de Munzur Press olarak Eski Van Caddesi, Cumhuriyet Caddesi ve Diyadin çarşısında yıllardır seyyar satıcılık yapan vatandaşlara Ağrı soğuğu ve ekonomik krizden nasıl etkilendiklerini sorduk.
“5-6 ay karın, soğuğun altındayız”
30 seneye yakındır Diyadin çarşısında balık satan Mintaz Turan, Ağrı’nın çetin kış şartları ile ekonomik krizden de şikayetçi:
“Bu memlekette iş yok, güç yok. 30 senedir kar kış demeden bu soğuk havalarda çalışıyoruz. Bu çektiğimiz işkence gibi çileye rağmen zor geçiniyoruz. Paranın değeri kalmamış. Bin lira yüz liranın değerine gelmiş, yüz lira ise on liranın değerine gelmiş. Günlük bin lira kazansak bile, şuradaki marketlerden birine girsek iki poşet eşya ya alırız ya da almayız. Geçinmek zor gerçekten” diyor.
Gelir dağılımındaki adaletsizliğe de dikkat çeken Turan, şunları diyor:
“Bu memleket Sibirya gibi soğuk bir yer. 5-6 ay karın, soğuğun altında kalıyoruz. Yaşanılacak gibi değil. Birilerinin durumlarının iyi olması, ceplerinin dolu olması bizim de iyi olduğumuz ve geçindiğimiz anlamına gelmesin. Uzaktan görüldüğü gibi değil. Gelip burda halimizi görsünler, neler çektiğimizi görürler”.
“Kışın masraflar iki katına çıkıyor “
Eski Van Caddesi’nde 15 senedir seyyar satıcılık yapan Özgür Bayram adlı seyyar satıcı da kış şartlarından ve ekonomik krizden şikayetçi:
” 15 senedir Ağrı’da seyyar satıcılık yapıyorum. Hava -20’lerde de olsa -30’larda da olsa ekmeğimiz için tezgahımızı açıyoruz. Ağrı’nın kış şartları gerçekten çok zor. Diğer mevsimlere göre kışın şartlar çok değişip, zorlaşıyor. Böyle olunca yaz ile kış satışları arasında fark oluyor. Üstelik kışın elektrik, doğalgaz, temel gıda anlamında masraflar iki katına çıkıyor. Bu da işimizi daha da zorlaştırıyor’.
Ekonomik krizden dolayı yetkililere de seslenen Bayram, şu çağrıyı yapıyor:
“Bir malın fiyatı değerinin on katına çıkmış. Örneğin; temel gıda maddelerinden olan yumurtanın kolisi iki sene önce otuz liraydı, bugün doksan lira olmuş. Bu konuda devlet büyüklerimizden konuya el atmalarını istiyoruz. Çünkü herkesin maddi durumu iyi değil. Çok zor geçinen vatandaşlarımız var. Eskiden asgari ücret bin lirayken millet rahat geçirebiliyordu. Şimdi sekiz bin, on bin alanlar bile bu şartlar altında geçinmekte zorlanıyorlar”.
‘Cebimiz kadar vücudumuz da soğuk havadan kötü etkileniyor”
Muhasebe bölümü mezunu Yunus Çelik de atanamadığı için seyyar satıcılık yapan Ağrılı vatandaşlardan birisi. Cumhuriyet Caddesi’ndeki seyyar tezgahında mısır satan Çelik, ekonomik boyutu ile sağlık boyutuna da dikkat çekiyor:
“Daha önce kır pidesi dükkanımız vardı. Onu kapattık. Sonra okul bitince atanamadığım için dört senedir bu işi yapıyorum. Kışın çok zorlanıyoruz. Havalar çok soğuk olduğu için bir iki ay tezgâh açamadığımız da oluyor. Bu da ekonomik olarak bizi zorluyor. Bunun dışında sağlık konusunda da bizi kötü etkiliyor. Cebimiz kadar vücudumuz da soğuk havadan kötü etkileniyor”.
“Fiyatlar arttıkça iş yapsak da para yetmiyor”
Yıllardır yaz kış çarşıda tatlı satan Yakup Çiftçi isimli satıcı, ürünlerin fiyatlarının yüksek olmasının kendi işlerini olumsuz etkilediklerini belirterek:
“20 senedir yaz kış bu caddede tatlı tatlı satıyorum. Fiyatlar artıkça iş yapsak da para yetmiyor. Geçen sene tatlıları iki buçuk liraya satıyordum ve akşam evime iki kilo et götürebiliyordum. Şimdi beş liraya satıyorum fakat bir kilo et götüremiyorum. Geçinmek çok zorlaştı. Bu kış soğukları ve masrafları da eklenince sıkıntılarımız daha büyüyor ” diyor.
“Ancak günü kurtarabiliyoruz”
İkinci el giysi satan Nazım Adıgüzel kışın işsizlikten kendi imkanlarıyla kendilerine iş yarattıklarını belirtiyor ve ekliyor:
“Yaklaşık iki yıldır bu işi yapıyorum. Ek iş olarak yine kışın hurda işi ile uğraşıyorum. Yazın altı ay inşaatta çalıştıktan sonra kışın işsiz kalıyoruz. Bundan dolayı da kışın kendi imkanlarımızla yarattığımız iş alanları ile seyyar satıcılık yapıyoruz. Ağrı’nın -35’leri geçen havasına rağmen akşama kadar bu sokaklarda bekliyoruz. Bu soğukları yememize rağmen birkaç parça eşya sattığımızda ancak evimize birkaç kuru ekmek götürebiliyoruz. Yaz ile kıyaslandığımızda ancak günü kurtarabiliyoruz”.